Mevdû’ hadîs ne demektir?
Meselâ, bu büyük âlimlerden Kâdî Beydâvî,
“beyyedallahü vecheh” [Allahü teâlâ onun yüzünü
nûrlandırsın demekdir] ismine ve düâsına
yakışacak kadar yüksekdir. Müfessirlerin baş
tâcıdır. Tefsîr ilminde, en büyük makâma
yükselmişdir. Her meslekde seneddir. Her
mezhebde önderdir. Her düşüncede rehberdir.
Her fende mâhir, her üsûlde bürhân, önceki ve
sonraki âlimlere göre sağlam, kuvvetli ve yüksek
tanınmışdır. Böyle derin bir âlimin tefsîrinde
mevdû’ hadîs var demek, büyük bir cesâretdir.
Dinde derin bir uçurum açmakdır. Böyle sözleri
söyliyenin dili, inananın kalbi, dinliyenin kulakları
tutuşsa yeridir. Acabâ, bu büyük ilm sâhibi,
mevdû’ hadîsleri sahîhlerinden ayıramaz mı idi?
Evet diyenlere ne demelidir? Yoksa, hadîs
uyduracak kadar ve böyle yapanlar için,
Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”
bildirdiği ağır cezâlara aldırış etmiyecek kadar,
8 dîninin kuvveti ve Allah korkusu yok mu idi?
Yokdu demek, ne kadar şenâ’ât, çirkinlik olur.
Böyle söyliyen kimsenin dar havsalası, kalın
kafası, bu hadîs-i şerîflerdeki ma’nâları çok
gördüğünden, bir çâre arayarak, mevdû’
demekden başka çâre bulamaz.
Mevdû’ kelimesinin, bir lügat ma’nâsı, bir de,
ıstılâh [ya’nî her ilme mahsûs, ayrı bir] ma’nâsı
vardır. Ya’nî, (Üsûl-i hadîs) ilminin verdiği
ma’nâsı vardır. Lügatde, mevdû’, bir yere
sonradan konulmuş, uydurma demekdir. Ya’nî,
Server-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem”
mubârek ağzından çıkmayıp da, bir zındık, bir
münâfık, bir yalancı tarafından iftirâ olarak
konulmuş ve hadîs denilmişdir. Bu ise, iki yol ile
anlaşılabilir. Birincisi: Hadîs-i şerîfin sâhibi olan
Fahr-i Rusül “sallallahü aleyhi ve sellem”, (bu
benim hadîsim değildir), ya’nî, bunu ben
söylemedim, demesi iledir. İkincisi: Nübüvvetin
ve risâletin başladığı günden beri, âhırete teşrîf
9 edinceye kadar, hergün, Resûlullah efendimizin
yanında bulunup, her sözüne, her hâline, her
huyuna, titizlikle dikkat ederek, yazılanlar
arasında, bu mevdû’ hadîsin bulunmaması ile
anlaşılır ki, bu yol ile de anlamak elbette mümkin
değildir. O hâlde, nasıl mevdû’ denilebilir? Böyle
söze kimse kıymet vermez.
Server-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem”
nübüvvetinin başladığından vefâtına kadar,
mubârek ağızlarından sâdır olan her söz ve sükûn
ve hareketleri hep hadîsdir. Hadîs ilmini ta’rîf
ederken, (Onun “sallallahü aleyhi ve sellem”
sözlerini ve hâllerini bildiren ilmdir)
buyurmuşlardır

0 yorum:
Yorum Gönder